Birçok sağlık problemi diyet, egzersiz ve sigara kullanımı gibi yaşam tarzına bağlı etkenlerden kaynaklanmaktadır. Bu davranışları değiştirmek zaman, çaba ve motivasyon gerektirir, bu bakımdan hiç kolay değildir. Ayrıca kişinin davranış değişikliğiyle ilgili çelişkiler yaşaması sık karşılaşılan bir sorundur.
Hastaları davranış değişikliğine yöneltmenin yolu genelde tavsiye vermek olmuştur. Bu yöntem bazı kişilerde işe yarasa da, tavsiye vermenin etkinliğinin başarı oranının %5–10 gibi oldukça düşük olduğu saptanmıştır.
Eğer tavsiye “ne yapması gerektiğinin söylenmesi” şeklinde iletilirse hastaların bu tavsiyeleri kabul etmediği görülmüştür. Bunun yanı sıra uzman tavsiye verirken sadece davranış değişikliğinin olumlu taraflarına odaklanmaktadır, ancak kişinin ödemesi gereken bedel geri planda kalmaktadır. Hastalar ise davranış değişikliğinin kısa dönemde sebep olacağı sıkıntılara odaklanmakta ve uzun vadedeki yararlarını minimize etmektedir. Bu durumdan ötürü tavsiye verme uzman ve hasta arasında bir ayrılık ve çatışmaya neden olmaktadır. Bu durum hastanın değişime karşı varsa direncinin artmasına, yoksa oluşmasına neden olmaktadır.
Buna karşılık birey odaklı yaklaşımların daha iyi sonuçlar ortaya çıkardığı görülmüştür. Birey odaklı yaklaşımların en temelinde hastanın konuşmanın büyük bir kısmını yapması ve hasta ve uzmanın karşılıklı ilişki kurarak “uzmanların bir araya gelmesi” gibi çalışması söz konusudur.
Motivasyonel görüşme Miller’ın alkol bağımlılarıyla çalışırken yaşadığı deneyimlerden ortaya çıkmıştır ve daha sonrasında Miller ve Rollnick tarafından detaylandırılmıştır. Miller motivasyonu bir kişilik özelliği yerine değişikliğe hazır olma durumu olarak tanımlamıştır. Bu bakımdan motivasyon yokluğu veya değişime direnç hastanın içinde olan bir şey olarak değil, değiştirilebilecek bir şey olarak görülmüştür. Motivasyonu bir kişilik özelliği değil de bir durum olarak kavramsallaştırmak motivasyonel görüşmeyi diğer klasik yaklaşımlardan ayırmaktadır. Motivasyonel görüşmenin temel odağı hastanın davranış değişikliğine dair yaşadığı çelişkileri çözümlemesine yardımcı olarak davranış değişikliğini gerçekleştirmelerini sağlamaktır.
Motivasyonel görüşme teknikleri
Motivasyonel görüşme yönteminde davranış değişikliğine dair çelişkiyi ifade etmek ve bu çelişkileri çözümlemek hastanın görevi, hastanın içinde bulunduğu çelişkiyi ve değişime karşı direncini kabul etmek ve hastayı içinde bulunduğu çelişkiyi çözümlemeye yönlendirmekse uzmanın görevidir.
Motivasyonel görüşmenin teknikleri kısa ve etkili müdahalelerin temel parçalarından oluşmaktadır. “Geribildirim”, “Değişim için sorumluluk hastanın içindedir”, “Tavsiye vermek”, “Değişim seçenekleri”, “Empatik yaklaşım” ve “Özyeterliliğin arttırılması” bu yaklaşımın temel teknikleridir. Ancak motivasyonel görüşmede hastanın izni olmadan tavsiye verilmez ve hasta sürekli olarak kendi seçimlerini yapması konusunda cesaretlendirilir.
Motivasyonel görüşme modelinde değişim için motivasyon yaratmaya veya geliştirmeye yönelik birçok strateji vardır. Her bir strateji her bir hastanın içinde bulunduğu duruma göre esnek bir şekilde kullanılmalıdır.
İlk olarak hastadan tipik bir gününü anlatması istenir. Böylelikle süregelen problemli davranıştan patolojik olmayan bir çerçevede konuşulmuş olur. Daha sonrasında danışanın görüşme için bir gündem belirlemesi istenir. Hastayla ilgili bazı temel konular (diyet, egzersiz vb) dile getirilerek hastanın hangi konuda konuşmak istediği kendisine sorulabilir. Kişisel uyumsuzluk stratejisi hastanın kendisiyle ilgili pozitif algısıyla negatif algısı arasında bir uyumsuzluk yaratmayı amaçlar. “Bana kendinle ilgili olumlu yönlerinden bahset. Şimdi de içerkenki halinden bahset. Bu ikisi nasıl birbirine uyuyor?” şeklinde sorulabilir. Daha sonrasında hastadan olduğu gibi kalmanın olumlu tarafları ve sonrasında buna karşılık olumsuz taraflarından bahsetmesi istenir.
Hasta davranışının sonucunda yaşadığı kişisel problemleri ve kaygıları paylaşmaya teşvik edilir. “Kilon nedeniyle ne tür sorunlar/kaygılar yaşıyorsun?” şeklinde sorulabilir. Hasta dinlendikten sonra sadece problemleri ve kaygıları vurgulayan değil aynı zamanda değişmemenin artıları da ifade edilerek bir özetleme yapılır. Hasta şuanda hayatından ne kadar memnun olduğunu ve hem aynı şekilde kaldığında hem de değiştiğinde geleceğin nasıl gözüktüğünü düşünmeye yönlendirilir. Hastadan davranışı değiştirmenin artı ve eksi yönlerini tartması istenir. Karar dengelerini oluşturmak için hasta bir kağıda olduğu gibi kalma ve değişme nedenlerini, kısa ve uzun vadede aynı kalmanın ve değişmenin olumlu ve negatif sonuçlarını yazabilir. Tüm bu dengelerde ortaya çıkan değişime yönelik maddelerin üzerinde durulur.
Hasta karar verme aşamasına geldiğinde uzman “şimdi ne yapmayı düşünüyorsun?”şeklinde sorabilir ve davranış değişikliğine yönelik çözüm önerilerini empoze decek değil ortaya çıkartacak sorular sorulur.
Teorik temel
Motivasyonel görüşme herhangi bir teori üzerine oturtulmamıştır ancakSosyal Kognitif Teori, Sağlık İnanç Modeli ve Kararsal Denge gibi birçok teoriyle tutarlılık göstermektedir. Miller sosyal psikolojiden hareketle kognitif uyumsuzluk, özyeterlilik ve empatik duruş gibi kavramları uygulamıştır. Başlıca gelişme motivasyonel görüşmenin transteorik değişim modeliyle bağlantılandırılması olmuştur. Transteorik model değişim sürecinin kendisini anlamaya yönelik bir çerçeve sunarken, motivasyonel görüşme bu değişim sürecinin kolaylaştırılmasına yönelik yöntemleri sunmaktadır. Bu çerçevede değişime hazır olmak hastanın ne ölçüde değişimi ve değişimin artı ve eksi yönlerini düşündüğünü içermektedir.
Özel müdahaleler
Motivasyonel görüşmenin temel ilkeleri problemli içiciler için kısa bir müdahale yöntemine dahil edilmiştir. Değerlendirme temelli bir strateji olan bu yöntem hastanın içme ritüellerinin değerlendirilmesini ve motivasyonel görüşmenin iletişim tarzı kullanılarak geribildirim verilmesini içermektedir. Bu müdahale yönteminden yola çıkılarak alkol bağımlılığı için dört seanslık bir müdahale yöntemi geliştirilmiştir. Bu yöntemde davranış değişikliği için adım adım tavsiye vermek yerine motivasyonel görüşme yöntemleri kullanılmaktadır.
Araştırmalar motivasyonel görüşme atmosferinin daha da kısa (örneğin 5-10 dakika) görüşmelerde oluşturulup oluşturulamayacağını araştırmaktadır. Rollnick ve arkadaşları sağlık merkezlerinde kısa konsültasyonlarda kullanılmak üzere davranış değişikliğine odaklanan bir metot sunmuşlardır. Bu yöntem mtoivasyonel görüşmenin temel hedeflerini içeren stratejileri içermektedir ancak hastalarla kısıtlı zamanı olan ve dinleme becerilerini edinecek ve uygulayacak zamanı olmayan sağlık çalışanları için uygundur.
Motivasyonel görüşme telefon üzerinden yapılan konsültasyonlarda ve grup formatında uygulanmıştır. Grup formatı telefonda kullanılmasına göre daha etkili olsa da, her grup üyesi aynı derecede değişime hazır olmayacağı için her bireyin kişisel ihtiyaçlarına hitap etmeyeceğinden motivasyonel görüşmenin etkinliğini azaltabilir. Bilgisayarda veya kendine yardım kitapçıklarıyla kağıt üzerinde uygulanması gibi motivasyonel görüşmenin diğer formatlarının etkinliğini araştırmalar tarafından ölçülmektedir.
Kaynak
Eileen Britt, Stephen M. Hudson, Neville M. Blampied . Motivational interviewing in health settings: a review. Patient Education and Counseling 53 (2004) 147–155
|