Bir…
Madde kullanımı ve bağımlılık genelde insanları ürküten, irkilten iki kavram. Maddenin kendisi mi, sunduğu yaşam tarzı mı bilinmez insanlar kullanıcılardan da uzak kalmayı yeğler. Hekimlerin de kullanıcılarla karşılaşmaktan pek hoşlanmadıklarını söylemek yanlış olmayacaktır.
Madde kullanımı kişiye haz verir. Haz arayışı madde kullanımını sürdüren davranışı körükler. Tüm korkulara, istenmeyen etkilere ve hatta bağımlılık riskine karşın kişi maddeyi kullanır. Aslında artık başka bir dünyanın, yasak bir yaşamın içine girmiştir. Yeni yaşam kendi kültürünü de beraberinde getirir. Şiddet, yalan, acı, acil haz, hızlı ölüm. “Mal”ların çeşitliliği çekici güçtür. Tatları, etkileri, fiyatları, kökenleri farklıdır. Paranız varsa, gizli marketlerden istediğinizi seçersiniz. Sonunda olabilecekler umurunuzda değildir. Yöneticiniz mantık değil, artık üç yeni kavramdır: haz, risk ve rahatlamak. Yaşamı teğet geçmek için tehlikeli bir araçla oynar kişi. İğreti durduğunu hissettiği yaşamın üstünde dans eder.
Müzik bitinceye kadar dans devam eder. Yeni bir müzikle yine dans! Ama bu yasak dünyada küçük hataların bedeli ölümdür. Sözleşmenizde hiçbir garanti yoktur. Ölümle karşılaştığınızda yalnızlıkla tanışırsınız. Kendi arzusuyla girdiği o küçük kozadan çıkamaz kişi. Onun içinde çözüm bulur ölüme. Doktor, hastane başka bir yaşamın parçalarıdır. Yabancı bir yaşamın parçaları. Değerleri, bakış açıları, inançları farklı bir dünya. O dünya bize ne kadar yabancıysa, bizimki de onlara o kadar yabancı! Anlamak zordur ama imkansız değil.
İki…
“Hayatı seç. İşi seç. Kariyer seç. Aileyi seç. Büyük boktan bir televizyon, çamaşır makinesi, arabalar, kompakt disk çalar, elektrikli konserve açacağını seç…pazar sabahı kimi düzeceğini düşünmeyi seç. Divanda uzanmayı, kafa uyuşturucu, can sıkıcı yarışma programlarını, ağzını ıvır zıvır şeylerle doldurup tıkınmayı seç. Sonunda bu çürümüş şeylerden uzaklaşıp, mutsuz evine dönmeyi, sıkıcı bencilliğinden daha fazla bir şey olmayan, kendi yerini almaları için ürettiğin piçlerine dönmeyi seç. Geleceğini seç. Hayatı seç. Fakat ben neden böyle bir şey yapmayı seçeyim?”
“Ben hayatı seçmemeyi seçiyorum. Ben başka bir şeyi seçiyorum. Nedenler mi? Hiç bir nedeni yok. Eğer eroin kullanıyorsan, nedenler kimin umurunda?”- Renton
...
“Gerçek şu ki ben kötü bir insanım. Fakat bu değişecek, ben değişeceğim. Şimdi temizim, taşınacağım, dümdüz gideceğim ve hayatı seçeceğim. Şimdiden geleceğe bakıyorum. Ben de tıpkı sizin gibi olacağım. İş, aile, boktan büyük bir televizyon. Çamaşır makinesi, kompakt disk çalar ve elektrikli konserve açacağı, sağlıklılık, düşük kolesterol, diş sigortası, ev taksiti, ev yapma, boş vakit giysileri, bagaj, üç parçalı takım elbise, televizyonlardaki yarışma programları, çocuklar, parkta yürüyüşler, 9-5 çalışma, golfte iyi olma, araba yıkama, kazak seçimi, aile noelleri, vergi muafiyeti, pislikleri temizleme, ileriye bakma, öleceğin güne doğru”- Renton
Üç...
Madde kullanan kişiler neden çoğunlukla tedaviye başvurmazlar? Çünkü kullanıcıların büyük çoğunluğu maddeyi bırakmak istememektedir. Kullanıcılarda, bu isteksizlik dışında ayrıca bazı korkular da vardır. Değişememe korkusu, haz veren maddeden ayrı kalma korkusu ya da problemlerle yüzleşme korkusu. Bu isteksizlik ve korkular, kullanıcıların kullandıkları maddeyle ilgili problem yaşadıklarını inkar etmelerine neden olur. İnkar ise tedavi için başvurmalarına... Madde kullanıcılarının, yardıma ihtiyaçları olduğunu düşünmeden yani kendi tabirleriyle “dibe vurmadan”, bağımlılık gibi bir stigmayı kabullenmeleri ve yardım arayışına girmeleri mümkün müdür?
Sadece inkar da değil. Madde kültürü içinde, maddeyi bırakmanın imkansız olduğuna ilişkin bir inanç yaygındır. Madde kullanıcıları tedavi kurumlarına güvenmemektedir.
Öyleyse bağımlı, tedavi olmaya ne zaman ve niçin karar verir? Vücudunu temizlemek için. Maddeye ulaşamadığı zaman. Baskı gördüğü için. Ölüm riskini gördüğü ya da yaşadığı zaman. Yani “dibe vurduğu” zaman.
Madde kullanıcısı tedavi olmaya karar verdiği zaman, bu yardımı hemen alacağı beklentisi içindedir. Bağımlılara yardım götüren kişiler de kimi zaman öfke uyandıran bu beklenti, belki de onların en doğal hakkıdır. Çünkü bağımlı “dibe vurduğu” zaman tedaviye gelmiştir. Çünkü onları, yani bağımlıları tedavi ederek onlara iyilik yapmıyoruz, kendimize iyilik yapıyoruz. Çünkü madde etkisinde ya da madde temini için işlenecek suçlar eninde sonunda bize yönelik olacaktır, yeni bağımlılar ise bizim çevremizden biri.
Tedavi arayışı içinde olan her madde kullanıcısının, madde kullanımına son verme konusunda belli bir oranda da olsa ikilemi vardır. Dahası tedaviye başvuru nedeni çevresinden gelen güçlü baskılar olan çoğu hasta, tedavinin kendisine karşı ikilem yaşamaktadır. Çoğunlukla tedaviden beklenti ise, öncelikle fiziksel yoksunluk belirtilerinin ortadan kalkmasıdır.
Tedavide başarı oranının düşüklüğü, yani nüks oranının yüksekliği ve belki de madde kullanıcılarındaki ikilemin yansıması olarak, hekimler artık korunma, yerine koyma tedavileri ve zarar azaltma yöntemleri hakkında konuşmaktadırlar. Ama unutulmamalıdır ki tedavi de korunmanın bir parçasıdır. Maddeden uzak tutabildiğimiz her madde kullanıcısıyla bir çok yeni kullanıcıların oluşmasını engelliyoruz. Baskı ile imkansız olan ve istemedikleri ya da ikilem yaşadıkları tedaviyi onların kişisel hedefi haline getirmemiz gerekiyor.
Kaynaklar
Gürkaynak M, İntravenöz madde kullanıcılarında risk alma davranışları ve HIV riski ile ilgili bilgi ve tutum. Uzmanlık tezi, İstanbul, 1998
Rounsaville BJ, Carroll KM: Individual psychotherapy for drug abusers, in Comprehensive Textbook of Substance Abuse, 2nd Edition. Edited by Lowinsohn JH, Ruiz P, Millman RB. New York, Williams & Wilkins, 1992, pp 496-508
Kuru L, Bir süreç olarak madde bağımlılığı, uzmanlık tezi, İstanbul, 1997
Ögel K, Tamar D, Çakmak D, Bekaroğlu M, Besim T, Çakıcı M, Çoşkunol H, Evlice YE, Hızlan C, Kara H, Özkürkçügil A, Sır A, Uluğ B, Ünal S. Madde kullanıcılarının özelliklerinin genel değerlendirmesi. Madde kullanıcılarının özellikleri: Türkiye’de çok merkezli bir araştırma (birinci aşama)’dan ed: Ögel K. 3P dergisi, baskıda.
Tamar D, Ögel K, Çakmak D. Uyuşturucu madde kullanımının aile üstüne etkisi. Başbakanlık aile araştırma kurumu, bilim serisi, 1997 |