Bir yakınınızı kaybettiğiniz de “kendini işe güce ver, kolay unutursun” demiştir arkadaşlarınız. Ama aslında acıları unutmamanızı sağlayan da, onların bu sözleridir.
Acıları yaşamak zordur. Ama acıların yaşanması gerekir. Elimizdeki bir yaranın acısını dindiremeyeceğimizi biliriz. Birkaç gün sürecektir acısı, katlanırız. Ona katlanırız, ama duygularımızı susturmayı tercih ederiz.
Sanki duygularımız susunca kaybolacaktır. Halbuki susmazlar.
Üstünü örtmeye çalıştığımız acılarımız, bizi ustaca takip ederler. Arkamızda, yanımızda, içimizde olduğunu hiç fark etmeyiz. Unutuldular zannederiz.
En beklemediğimiz anda acılarımız, arkadan omzumuza dokunuverirler. İrkiliriz. İşte oradadırlar. Hem de eskisi gibi, gücünden hiç kaybetmemiş bir şekilde…
Sakladığımız acılar, yeni bir acıyla karşılaştığımız anda çıkmayı tercih ederler. Her iki acıyı birden yaşamak zorunda bırakırlar bizi. Ya da acıları erteleyerek, biz kendimizi tüm acıları birlikte yaşamak zorunda bırakırız…
Ertelemek işe yaramaz. Acı çekilmelidir. Kanatsa bile, acıtsa bile, ağlatsa bile…
Şairin söylediği gibi… “Acılar ustadır, biz çırağız”. Onlardan öğreniriz. Gaddar birer ustadır, acılar. İnsanın gözüne yaşına bakmazlar. Hiç boş bırakmazlar. Hep aklımıza getirirler, kaybettiğimizi…
Ama öğretirler de! Ölmeyi de, dayanmayı da, yaşamayı da…
Doğru, “ölenle ölünmez”. Ölmek de öleni geri getirmez. Sadece arkanızda yeni acılar bırakır. Arkanızda kalanlar da bir şeyler öğrenmek zorunda kalır…
Acıyı çekmek için yas tutulur.
Yas döneminin özellikleri hep benzerdir. Kimi zaman inkar ederiz. “Yok o ölmedi!”. Bazen suçluluk duyarız, “ben nerede hata yaptım!”. Sadece acıyla değil, kendimizle de yüzleşiriz. O da acı verir…
Tüm bunlar normal yas tepkileridir. Yası tutmak, acıyı çekmek doğruyu gösterir. Olgunlaştırır, geliştirir, öğretir, adam eder.
Bastırmak ise şaşırtır, saçmalatır, erteler ve tekrarlatır…
Yas tutmak sorumluluktur. Kendine ve çevreye karşı bir sorumluluk. Kayıp sonrası ajitasyon yaşayanlar, bir gösterinin kahramanıdır sadece. Yas, tevekküldür.
Adam gibi yas tutan unutmaya çalışmaz, acısını döndürmez, başkasına saldırmaz. Adam gibi yas tutan yad eder, düşünür, sorgular, değişir.
Ama yasımı tutacağım. Öğrenmek için, daha iyi günler için…
Prof. Dr. Kültegin Ögel |